27 Ekim 2016 Perşembe

SIRRI BEY'İN KARISI NASIL OROSPU OLDU? (722. BÖLÜM)

     
Bir mahluka denk cekyat ve kaybettigi arkadasiyla son fotografi
                           
eğer göbek deliğini de hesaba katarsak, enine uçaksavar:
         "mahluk dengi çekyat"

           - yarma felsefesi -

          Hale Luya ile Suyum Geldi isimli programın o günkü konuğu, daha önce Vitesse Arnhem formasını terletmiş, veteran bir Vietnam gazisi çekyattı. Senelerdir görmediği üvey arkadaşını bulmak için programa Bolivya'dan katılıyordu. Stüdyoya evvela sağ kolçağını, sonra sol kolçağını, sonra da pandifli yumiyum gövdesini ayrı ayrı sokturabilmiş, dahası sonradan bu kolçakları bir de birleştirtebilmiş ve böylece canlı yayının bir parçası (tek parça halinde bir parça)  olmayı başarmıştı.Çekyata yapılan "madem sen bir çekyatsın, üzerine dayısına 25 yerinden tecavüz etmiş Faşistâ Hanım oturabilir mi?" sorusu ise çekyatın " ay ben onu yerim" nidasıyla  olumlu algılanmış ve mahluk dengi çekyat, kucağına oturan zavallı acımasız kadını iki hamlede yemişti. Hale Luya, olayın üzerine gitmeye karar verse de, çekyatın acımasız tutumu karşısında vazgeçmek zorunda kalmıştı. Çekyat da, olayın üzerine gidilmemesi üzerine, acımasız tutumumu, acımalı bırakıma eviriyorum diyerek başta kendisi olmak üzerine herkesi rahatlattı. Ancak aradan acımasız saniyeler geçince, "acımalı bırakım"dan kastının öğlen yediği acılı adana ve ekşili Faşista Hanım olduğu anlaşıldı. İşin kokusu çıkmaya başlamıştı. (hem maddede hem manada) Hale Luya, sorularını sormakta gecikmedi:

      -Sayın Çekyat.
     -Efendim?
     -Yıllar önce kaybettiğiniz üvey arkadaşınızı aramak için programa geldiniz. Arkadaşınızla en son ne zaman görüştünüz?
      -Yıllar önce.
      -Sonra ne oldu?
      -Onu kaybettim.
      -Peki en son nerede gördünüz arkadaşınızı?
      -Üstümde.
      -Üstünüzde ne vardı?
      -Arkadaşım.
      -Anlamadım, siz neredeydiniz?
      -İşte, arkadaşımın altındaydım.
      -Bak şimdi. Bu çok önemli bir ipucu olabilir. Yer neresiydi yani siz arkadaşınızla birlikte neredeydiniz?
      - Yani alt alta üst üsteydik.
      -Siz geri zekalı mısınız?
      - Bakın sözlerinize dikkat edin benim içimdeki faşisti ortaya çıkartmayın.
      - Daha ne çıkıcak ulan? Çıkan çıktı işte bırak sen onları. Hangi yerleşim yerindeydiniz arkadaşınız üstünüzdeyken, oranın adı neydi?
      - Ev.
      -Ev nereye bağlıydı?
      -Apartmana.
      -Siz arkadaşınızı bulmak istiyor musunuz?
      -Evet, peki siz arkadaşınızı bulmak istiyor musunuz?
      -Hayır.
      -Bu nasıl bir arkadaşlık anlayışı, insan hiç arkadaşını bulmak istemez mi?
      -İstemez. Peki çekyat arkadaşını bulmak istemez mi?
      -İster.
      -O halde söyleyin, neredeydiniz?
      -Teknik olarak tam burada, üstümde.
      -Doğru söyle lan, onu da mı yedin!
      -Hayır.
   
    Bir yanda gözlerini öfke bürüyen Hale Luya, diğer yanda kolçaklarını eşref bürümüş çekyat... İşler kızışıyordu.

       -Sayın çekyat.
       -Efendim?
       -Arkadaşınızı kaybettiğiniz sırada hangi memleketteydiniz?
       -Hollanda.
       -Ne yapıyordunuz orada?
       -Bir ara hemcinsim olan 4 farklı kanepeyle evlenmeyi düşündüğümüz için oraya gitmiştik.
       -Beş cinseldiniz yani?
       -Evet, toplamda beş cinseldik. O sıralar çok cinseldik.
       -Sevgili seyirciler bakın bu olmaz. Bu yanlıştır. Ben programımda böyle mesajlar veren bir kimseyim. Birden fazla kanepeyle evlenmek çok yanlıştır. Sayın Çekyat, tek kanepe neyinize yetmedi?
       - Cahillik işte. bizim oralarda genelde çekyatlar hep 4 kanepeyle evlenir. Zaten benim annem de aslında tekli kanepedir.
       -Babanız?
       -Tam belli değil ama sanırım armut.
       -Nasıl yani babanız bir armut mı?
       -Yani armut koltuk. hani böyle oturunca faşır foşur sesler çıkarır ya.
       -Birisi babanıza oturduğunda babanız faşır foşur sesler mi çıkarıyor?
       -Ya arkadaşınızın evine gittiğinizde mabadınızı yayarsınız hani. O mutfağa kahve doldurmaya gittiğinde de oynaşırken muhakkak patlar da içinden köpükler çıkar ya hani?
      -Sonra?
      -Sonrası ne canım, evdeki kediye atarsınız suçu.
      -Sayın Çekyat, benim kafam çok karıştı. Her şey birbirine girdi. Bir saniye. Şimdi sizin babanız bir armuttu ve siz 4 sevgilinizle birlikte babanıza mı oturdunuz?
      -Hayır.
      -Anneniz kanepeydi ve... babanız ona mı oturdu?
      -Annem açılabiliyordu. Çok kullanışlıydı. Babamın 125. eşiydi annem.
      -E yuh... Ay dur! Bekle! Konuya dönelim yoksa şimdi bayılacağım!
      -Üstüme bayılabilirsiniz. Size açılabilirim.
      -Açılabiliyor musun sen?
      -Evet.

    Reklam arasında açılan çekyatın boşluğundan, yıllar önce kaybettiği arkadaşı çıkmıştı. Arkadaşın itirafları ise meseleyi pek daha derin hatta çok daha derin mecralara çekmişti...


                    (Sıradaki Yazı: Hollanda'da çekyatların kurduğu ünlü boy band grubu: "beşcinseller")