![]() |
Kazasker Efendi. |
O gün yemekte bezelye yapan Neriman Hanım'ın aklında iki soru vardı. Kocası Sırrı Bey, ruhunun tamamını girmiş olduğu sapık tarikata satarak, benzinliklerdeki güvenlik kameralarına orasını burasını mı gösteriyordu? Aman tanrısı! Ya kocası belki de amacı benzinliklerdeki güvenlik kameralarına orasını burasını göstermek kisvesine bürünerek gerçekte zenginden alıp zengine veren hoyrat ve anarşist bir oluşumun içindeydiyse? Zorluklarla kurup kolaylıklarla yaşattıkları aile, dağılmaz mıydı? Aklını kurcalayan bu sorunun cevabını bulamamışken, beyninin derinliklerine gürz gibi inen ikinci soru, zaten pek az kalmış huzurunu berhava ediverdi. Bezelye'nin yanına cacık da yapsa mıydı? Kafasında bu sorularla televizyonun karşısına oturan Neriman Hanım, düdüklü tencerede bezelye yakarak mutfağı kullanılmaz hale getiren ilk gerizekalı olarak tarihe geçeceğinden elbette habersizdi. Çünkü Neriman Hanım bu esnada birinci suale mail bir vaziyette, mabadını üçlü koltuktan yana vermiş olaraktan "Hale Luya ile Suyum Geldi" isimli kadın programını büyük bir hassasiyet ve ilgiyle izliyordu. O gün Hale Luya'nın konuğu bir kazaskerdi. Banka emeklisi Neriman Hanım, kazasker makamının pek eskilerde kaldığını biliyordu. Genç kazasker, üzerindeki gelinliğiyle ekranlara gülümsüyordu. Daha sonra stüdyonun içine giren bir akbaba görünce, zavallı Neriman Hanım'ın üçüncü sorusu da beyin soğanında beliriverdi: N'oluyor ulan?
Hırsla telefona sarılan Neriman Hanım, Suyum Geldi isimli programı arayarak, "adını ve sair hiçbir şeyini vermek istemeyen izleyici" titriyle canlı yayına katıldı.
Hale Luya: Evet hattımızda adını ve sair hiçbir şeyini vermek istemeyen bir izleyici var. Size kısaca vermek istemeyen izleyici diyelim. Buyrun hoşgeldiniz.
Neriman: Kazasker mi o?
Hale Luya: Kim?
Neriman: Kazasker olan hani?
Hale Luya: Ne diyorsunuz?
Neriman: Benim kocam kazasker değil ama dün benzinlikte millete domalıyordu.
Hale Luya: Kocanız da mı tarikattan? Kocanızı mı gördünüz?
Neriman: Sadece ben görsem yine iyiydi.
Hale Luya: Kocanızın ismini vermek istiyor musunuz?
Neriman: Evet.
Hale Luya: Verseneniz?
Neriman: Önce orada kazaskerin ne işi var onu söyleyin. Bir de akbaba ne arıyor orada? Kazasker mi kaldı? Bunlar yıllar önce kalkmadı mı?
Hale Luya: Ne dediğinizi anlamıyorum. Kazasker de anlamıyor.
Neriman: Ha, akbaba anlıyor yani?
Hale Luya: Demek ki.
Neriman: İşte ne işi var onun!
Hale Luya: Kimin?
Neriman: Akbabanın.
Hale Luya: Hangi akbabanın?
Neriman: Ananın.
Hale Luya: Alalım hattan, alalım..
Yanmıştı bezelye. Patlamıştı tutkuyla. Dolup taşarak, var gücüyle ve takatinin son raddesinde, isyan ederek, giderken de yanan ocağı söndürerek. Eşşolueşşek bezelye.
Neriman'ı, sevgilisi Börteçine'yle görüşmekten dönen Ejder buldu. Ejder, Neriman'ı kurtardı. Çünkü televizyonda kazasker filan yoktu. Bütün bunlar Neriman'ın kendi bilinçaltıydı. Zaten bir insanın sadece kendi bilinçaltı olur. Ben şahsen hiç, bir başkasının bilinçaltına dair halisünasyonlar gören bir başkası tanımadım. Hastanede serum yiyerek kendine gelen Neriman, bir de üzerine eve geldi. ve cacık yaptı.Ancak Hale Luya, bu gizemli telefonun peşini bırakmayacaktı. Paskal Tarikatının sırrı bu telefonla çözülemez miydi? Kazasker ve akbaba birer şifre miydi? Bu durumda programdaki "akraba"ya bir mesaj mı verilmişti? Akşam kocası gelmeden pizza mı söyleseydi?
Hale Luya bu işle yakından ilgilenmeye karar verdi. İşini şansa bırakamazdı. Gelmez melmez. "Gİdip en iyisi kendim alayım pizzayı" dedi. Hem sen gidip alınca bir tane de bedava..
Gelecek Yazı: 72. Bölüm: Çavdar Ekmeği ile Sarma Tütün Kaçıran Şebeke.